Bulgaristan'ın Avrupa Birliği'ne üye olmasından sonra ülkede ilk defa Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimleri yapıldı. Yine ilk defa ülke tarihinde Türkler bir seçimden birinci parti olarak sandıktan çıktı. Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH), etnik parti olduğu yönündeki suçlamalardan kurtulmak için bunun aksini savunmak zorunda olsa da bu parti Türklerin partisidir. Türklerin oylarıyla bulunduğu konumdadır.
Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra partinin lideri Ahmet Doğan, HÖH'ün Bulgaristan'da birinci siyasi güç konumuna gelmeye hazır olmadığını söyledi. Nedenlerini de yine kendisi açıkladı. Doğan, neden olarak Bulgar toplumunun buna hazır olmamasını gösterdi.
Doğan, partisinin enik ve dini temele dayalı siyaset yürüttüğü ve ulusal güvenlik için tehdit oluşturduğu yönünde şüphelerin hala bulunduğunu ifade etti.
Peki, Türklerin partisi ülkede birinci siyasi güç olmaya ne zaman hazır olacak? Doğan, bunun için toplumun hazır olması gerektiğini düşünüyor. Bulgar toplumu böyle bir gerçeği ne zaman kabul etmeye hazır olursa, onların da ülkenin siyasi arenasında birinci parti olmaya hazır olacaklarını söylüyor.
Aslında çoktan hazırız ama toplum buna hazır olmadığı için böyle bir konuma bilerek gelmek istemiyoruz demek istiyor.
Toplumun ezici bir çoğunluğu, siyaset meydanında Türklerin partisini birinci yerde görmek istemediği bir gerçek. Bunu sadece ırkçı söylemleriyle ayakta kalmaya çalışan Ataka Partisini göz önünde bulundurarak söylemek yanlış olur. Ataka dışında, büyük bir kesim de bunu istemiyor. Ancak bu kesim, Ataka gibi istemediğini meydanlarda haykırmıyor. Belki Türklerin ülke yönetiminde belirli düzeye kadar rol almasından nefret etmiyor ama bundan hoşnut da değil.
Tarihten gelen yargılar, hoşnut olmayan bu kesimin ötekine, Türklere olan bakışını hala şekillendirmeye devam ediyor. 21 asırda şekillenmenin çizgileri o kadar belirgin olmasa da, çizginin öte tarafına konulan Türkler de doğal olarak kendilerine şüphe ile yaklaşan bu kesime güvenmiyor. Güvensizlik güvensizliği doğuruyor. Başka şekilde olması da imkansız zaten.
Zaman bu güvensizliği belki de daha çabuk yok edecek ama Ataka gibi ırk ve dini temele dayalı farklılıkları düşmanlığa dönüştürenler olmaması gerekiyor. Yoksa şüphe içimizde varlığını koruyacak.
Türklerin partisi birinci sırayı almaya çoktan hazır. Ne var ki, Ahmet Doğan işte bu güvensizliğin varlığını görüyor ve güvensizliğin bir uçuruma dönüşmesini istemiyor.
Uçurum ise insanları dinine ve ırkına bakarak yutmuyor...
20.05.07