Bu altı yıl içinde binlerce Türk işkencelere maruz kaldı,
mahkemeye dahi çıkarılmadan suçsuz yere hapishanelere kapatıldı. Yarım milyona
yakın Türk ise başta Türkiye olmak üzere yurtdışına göçe zorlandı.
İşte bu insanlık suçunun sorumlularına karşı 1991 yılında
dava açıldı.
Savcılık tarafından suçlananlar
başta Devlet Başkanı Todor Jivkov olmak üzere iktidardaki totaliter Komünist Parti
üst düzey yöneticileri Dimitır Stoyanov, Penço Kubadinski ve Georgi Atanasov’du.
Aradan 29 yıl geçmesine rağmen davayla ilgili bir karar
henüz yok. Mahkeme süreci, 1991’de bu
dört Komünist Parti yöneticisine karşı etnik temele dayalı ayrımcılık ve nefret
körükleme suçlamasıyla başladı. Daha sonra çeşitli yıllarda davayla ilgili
gelişmeler oluyormuş gibi gösterilse de, dosyalar savcılıklar ve mahkemeler
arasında gezinip durdu.
Devletin adaleti, bir türlü davayı sonuca bağlamak
istemedi. Türklere ait sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler ise gerekli
kamuoyu talebini yüksek sesle dile getirmedi. Dahası ise 1990 yılında Komünist
rejim çöktükten sonra ülkede var olan toplumsal psikoloji bugünkünden çok
farklı. Geçmişin totaliter rejimine
karşı duyulan tepki yıllara yayılarak bilinçli bir şekilde Bulgar toplumunun
hafızasında yıkandı.
Dava başlayalı 29 yıl geçti ve suçlanan dört kişiden
sadece biri hayatta. Aynı şekilde suçsuz yere yıllarca cezaevinde yatanların
birçoğu da bugün hayatta değil. Birkaç gün sonra dava süreci zaman aşımına
uğruyor ve tamamen kapatılabilir.
Davaya devam edilse bile ülkeye hakim olan totaliter
rejim sırasında onuru çiğnenmiş binlerce Bulgaristan Türkünün adaletin yüzünü göreceğini
sanmıyorum.
02.10.2018