Medya siyaset ilişkisi...

30 Eylül 2018 Pazar |

Bulgaristan’da Türklerin yaşadığı bölgelerdeki medyanın durumunu sizlere aktarmak istiyorum.
Baştan belirteyim, aktaracaklarım sadece Türklerin yaşadığı bölgeler için değil, ülkenin tamamı için geçerli.

Bulgaristan’da Türklerin en yoğun şekilde yaşadığı Kırcaali bölgesini ele alalım. 

Bölgede 4 yerel gazete, 1 radyo,  1’de kablodan yayın yapan televizyon ve gazetelerin internet siteleri mevcut. Bölge halkına yerel haber akışının yüzde 85’i o dört gazetenin internet siteleri aracılığıyla sağlanıyor.  Geri kalan yüzde 25’i diğer yayınlar dolduruyor.

Ancak konumuz haber akışının hangi medya kuruluşları tarafından sağlandığı değil, söz konusu basın organlarının ne kadar bağımsız oldukları ve halkın çıkarlarını destekleyip destekleyemedikleri.

Kırcaali bölgesinde özel sektöre ait çok sayıda büyük ticari kuruluş  olmadığı için yerel basının reklam geliri de yok denilebilecek düzeyde.  Gazete satışları ise çok düşük olduğundan bırakın bir gazeteyi ayakta tutabilmeyi,  telefon masraflarını bile karşılayacak miktarda değil. Küçük ilanlar ve resmi sponsorluklar kalıyor.  Bunlardan elde edilen gelir ise iki gazetecinin kahve parasını karşılamıyor.
Gördüğünüz gibi bir medya kuruluşunun resmi gelirlerini oluşturan yolları saydık. Bu yolların da, sahibi kim olursa olsun, o yayın kuruluşunu ayakta tutabilecek geliri getirmediğini anladık.

Geriye resmi yolların dışındaki yöntemler kalıyor.  Bunlardan İlkini Kırcaali İlindeki 7 belediyelenin o dört gazeteye abone olması oluşturuyor.  Belediyeler, her gazeteye yıllık 100 ile 200 abone oluyor.  Bu gazeteler de belediye idaresi dışında köy muhtarlıklarına  ve okullara gidiyor.

İşte gazetelerin ana gelirini de belediyelerin yaptığı bu abonelikler oluşturuyor. 
Diğer taraftan özellikle seçim dönemlerinde istisnasız her siyasi partinin yerel medya için ayırdığı ödenekleri var.  Bu ödenekleri anlamak için miktarın bir yayın kuruluşunun yıllık masrafını karşılayacak düzeyde olduğunu söylersem rakam vermeme gerek yok sanırım. Seçim dönemleri dışında ise belediyelerin resmi ilanları ve propaganda haberlerinden elde edilen gelirler var.
Resmi yolların dışındaki gelir yöntemleri dedim ancak gördüğünüz gibi yerel basın ile belediyeler aracılığıyla siyasi parti ilişkilerinde kâğıt üzerinde bir yolsuzluk görünmüyor.  

Kısacası yerel medyanın ayakta durabilmesi için siyasi partileri gelir kapısı olarak kabul etmek dışında bir seçeneği yok.  Düzen bu şekilde oluşturulmuş.  Söz konusu medya kuruluşunun sahibi kim olursa olsun. İster Bulgarca yayın yapsın ister Türkçe bölgedeki belediyeler dışında bir gelir kaynakları yok.
Dünyanın her yerinde özel sektöre ait medya kuruluşlarının amacı ticaridir. Hal böyle olunca medya kuruluşları, gelirini sağladığı belediyelere karşı tek satır yazamıyor.

Basit bir dille yerel yönetimler ile yerel medya arasındaki parasal bağımlılık ilişkisini anlattım.

Yerel basın kuruluşlarının sahipleri ve yöneticileri, bu ilişkinin doğruluğunu kabul ediyor ancakmedyanın varlığını sürdürme açısından ekonomik olarak başka yöntemlerinin de olmadığını vurguluyor.  

Düzenin bu şekilde işlediği bir ortamda medya kuruluşlarının toplumun çıkarları doğrultusunda yayın yapıp yapamadığını sormak pek akıllıca olmasa gerek.
Bedava okuduğunuz haber sitelerinde gezinirken, o sitenin gelirini nerden elde ettiğini unutmamanızı diliyorum. (30.09.2018)