14 Nisan 1997 tarihinde maskeli polisler Kırcaali’deki evine baskın düzenleyip Roko’yu tutukladı. Aynı gün HÖH lideri Ahmet Doğan’ın ise şehirdeki seçmenleriyle buluşması gerekiyordu. Belki bir tesadüf belkide değil. Resmi bilgiler aynı gün Roko’ya ait yedi mekanda arama yapıldığını söylüyor. Aramalar sırasında evinde, Makarov marka tabanca, Zagi marka otomatik silah, el bombası ve çok sayıda mermi bulunduğu açıklandı. Roko’nun sahibi olduğu eğlence yerlerinde ise iki adet Makarov ve 413 bin sahte Alman markıyla 20 bin dolar bulunduğu bildirildi. İşte Roko’nun mahkeme koridorlarındaki sürüveni böyle başladı. 1997 yılından bu yana devlet Roko’yu, o da devleti yargılıyor. Bulgaristan’a karşı AİHM’de açtığı ikinci davayı da kazandı. Roko’ya karşı açılan davalar kolay kolay sonuçlanamayacak. Çünkü işin karanlık ve takibi karmaşık ilişkiler ağı içinde üst düzey yargı çalışanları var. Kırcaali sokaklarında Roko kimdir diye sorarsanız büyük ihtimalle zamanında Bulgar mafyasını Kırcaali bölgesinden kovan adam cevabını alırsınız. Roko, yerel mafya babası ünvanını zamanında aldı. Zorbalığın savunulması güç, ancak şunu da gözönünde bulundurmak gerekiyor - Devlet yıllardır davaları sonuçlandıramıyor, Roko ise devlete karşı açtığı davaları sonuçlandırdı ve tazminat aldı. Bu da karanlık ilişkilerin çürük bir meyvesı olduğunu gösteriyor. Çürük meyve artık kokmaya başladı..
05.06.2008