Ajanlar ve korkaklar listesi

12 Mart 2012 Pazartesi |

Bulgaristan’da, 1984 yılından sonra totaliter komünist iktidarı tarafından Türklere karşı başlatılan Bulgarlaştırma sürecinde öldürülen, dövülen, hapislere atılan kısacası onurları çiğnenenler için bugün hala bir kişi dahi mahkeme önüne çıkarılmış değil. Bir kişi dahi ceza almış değil. Suçluların ceza almaması için suç kimde peki? Hepimizde? Devlette, Türklerin partisi konumundaki Hak ve Özgürlüklerde, Türkiye’deki göçmen derneklerinde… Hepimizde.
Bugünlerde sadece Belene mağduru Eşref Kahraman, mahkeme kapılarında dolaşarak, Belene adasındaki hapishanede suçsuz yere yattığının vesikasını istiyor Bulgar devletinden. Ancak bu vesikayı almayı başaracağından şüpheliyim. Mahkeme, bir rejimin işlediği suçların yazılı kanıtını getir diyor kendisine. Milyonlarca şahite söz hakkı yok…
İnsanların onurunu çiğneyen komünist rejimin siyasi polisi konumundaki istihbarat örgütü ‘Dırjavna Sigurnost’a çalışmış muhbirlerin isimleri de bu arada bir bir çıkıyor. Parlamentoya bağlı, dosyaları açıklama komisyonu listeleri yayınlamaya devam ediyor.
Son yayınlanan listeler din adamlarına aitti. Bulgar Ortodoks Kilisesi üst düzey din adamlarının neredeyse tümü komünist rejimin istihbaratı için çalışmış. İsimleri tek tek okundu.
Komünist dönemde Başmüftü görevine getirilmiş Nedim Gencev’i ajan diye eleştiriyorduk daha bir kaç ay öncesine kadar ancak şimdiki Başmüftü Mustafa Aliş Hacı’nın da ismi ajanlar listesinde önümüze çıktı.
Hacı, ajanlık yapmadığını, hatta o dönemde dini eğitim aldığı ve verdiği için defalarca sorguya çağırıldığını söylüyor ama isminin ajanlar listesine nasıl girdiğini açıklayamıyor.
Nedim Gencev, mahkeme kararlarıyla Yüksek İslam Şura Başkanlığını ele geçirdikten sonra Mustafa Aliş Hacı’yı desteklemek amacıyla yüzlerce Müslüman sokaklara döküldü. Taşınan protesto pankartlarında ‘Ajan Gencev’ yazıları da göze çarpıyordu. Sizin ajan kötü ajan, bizim ajan iyi ajan mı…
Başmüftü Hacı, vicdanının rahat olduğunu söyledi ve eğer toplum isterse görevi bırakabileceğini kaydetti. Evet, gerçekten de vicdanı karşısında hesap verecek hiç bir şeyi olmayabilir. Gerçekten de ajan olmamış olabilir. Olsun veya olmasın bir din önderinin milyonlarca insanımızın onurunu ve benliğini çiğnemiş rejimin dosyalarında ajan olarak yer alması rahatsızlık verici değil mi?
Hacı, toplum isterse bırakabilirim görevi diyor. Başmüftüm, toplum bırakmanızı istiyor ama bunu yüksek sesle söyleyemiyor. Yoksa sizin durumunuza gelinceye kadar söylenecek çok şey olmasına rağmen söyleyecek o toplum yok bu ülkede. Bazıları buna korkaklık diyor. Bulgaristan’daki Türkler için totaliter sistemin şekillendirdiği sindirilmiş insanlar toplumu diyor. Haklılık payı yok değil. Ancak korkaklıkla aynı safta yürüyen ‘kardeşimi eleştirirken kimse duymasın’ anlayışı da hakim. Bu anlayış ortak çıkarlara değil, kişisel çıkarlara fayda sağlıyor.
Toplum istifa etmenizi istiyor Başmüftüm. Yerinize genç, komünist sistemle alış verişi olmamış bir kanaat önderi seçmenizi bekliyor.
Yoksa elinizi sıkıpta, gözlerinizin içine bakarak istifa etmenizin onurlu olacağını söylemesini beklemeyin kimseden. Çünkü biz korkakların listesindeyiz!