Nahit Doğu
Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisinde olanlar aslında gösterildiği gibi Rusya yanlıları ile Türkiye yanlılarının bir çatışması değil. Yaşananlar üyelerinin çoğunluğu Türklerden oluşan ancak Bulgaristan’daki Türklerin kültürel kazanımları doğrultusunda çalışmayı çoktan bırakan Hak ve Özgürlükler Hareketi içinde çıkar gruplarının mücadelesi sadece. Parti içi gruplaşmaların para mücadelesi topluma milliyetçilik, iç ve bölgesel siyaset kılıfı giydirilerek sunuluyor.
Ülkedeki Türk toplumunun mücadelesi ise bambaşka. Türkler, komünizmin çökmesinden sonra önemli kültürel haklar elde etmelerine rağmen eksikliklerin giderilmesini bekliyor. Ne var ki, Ahmet Doğan yönetimindeki Hak ve Özgürlükler, Türklerin elde edebileceği hakların bir sınırı olduğuna, olması gerektiğine inanıyor. Doğan’ın, Bulgaristan’daki Türklerin sahip olabileceği haklar konusunda bir çizgisi var ve o çizgi de asla geçilmemeli. Doğan’ın çizgisi devlet tarafından da destek görmüyor değil.
İşte parti içindeki çıkar gruplarının dışındaki Türklerin arasındaki görüş ayrılığı bu çizgi nedeniyle ortaya çıkıyor.
Doğan’ın Hak ve Özgürlükler’i, Türklerin kamusal alanda anadillerini konuşabileceklerini ancak siyasi mitinglerde Türkçe yasağının kalmasında sakınca görmüyor. Doğan’ın Hak ve Özgürlükler’i, ulusal çapta 24 saat Türkçe yayın yapacak radyo ve televizyon istemiyor. Türklerin can alıcı konularından hayli uzak duran devletin televizyon kanalından 10 dakikalık Türkçe yayını yeterli görüyor. Doğan’ın Hak ve Özgürlükler’i, Türk çocuklarının okullarda anadillerini ‘mecburi ders’ değil, ‘seçmeli ders’ olarak okutulmasını kâfi görüyor. Bunun gibi örneklerin sayısı haylı fazla.
Hak ve Özgürlükler’i destekleyen ve eleştirenler arasındaki mücadele iste bu çizgi yüzünden ortaya çıkıyor. Parti içindeki baronlar, Doğan’ı mevki ve para için desteklierken, parti dışındaki sıradan seçmen ise söz konusu mücadele çizgisini idrak edemediği ve başka çaresi olmadığı için destek veriyor.
31 Aralık 2015 Perşembe